UYKU APNESİ VE HORLAMA

Uyku sırasında boğaz ve yumuşak damağın kas tonusu azalır, bu da bu dokuların havayı serbestçe geçmesini engeller ve horlamaya neden olur. Bunun yanında burun tıkanıklığı var ise nefes almayı zorlaştırarak ağızdan solunuma neden olabilir ve bu da horlamaya yol açabilir. Ayrıca büyümüş uvula, Dil kökü bütüklüğü veya geniz eti hava yolunu daraltarak, Alkol ve bazı kas gevşeticiler ise boğaz kaslarının gevşemesine neden olarak horlamayı artırabilir.

Santral Uyku Apnesi: Solunum dürtüsünü gerçekleştiren kasların sinyal göndermemesi durumunda ortaya çıkar.

Obstrüktif Uyku Apnesi (Tıkayıcı): Hava yolundaki işlev kaybından dolayı oksijenin vücuda az girmesine neden olan apne tipidir.

Mikst Uyku Apnesi (Karma): Obstrüktif ve santral uyku apnesinin birlikte görüldüğü apne türüdür.

Kalp ritim bozuklukları, Yüksek tansiyon, Beyin damar tıkanıklıkları, Felç

Gündüz uykulu hali, Dikkat eksikliği ve konsantrasyon bozukluğu, İş ve trafik kazaları riskinin artması

• Uyku apnesi cerrahisi, uyku apnesi semptomlarını hafifletebilir veya ortadan kaldırabilir. Bu da hastanın uyku kalitesini artırabilir ve genel sağlık durumunu iyileştirebilir. Ancak, her cerrahi prosedürde olduğu gibi, uyku apnesi cerrahisinin de belirli riskleri vardır. Bu riskler arasında kanama, enfeksiyon, anesteziye bağlı komplikasyonlar ve cerrahi sonrası iyileşme sürecinde rahatsızlık sayılabilir.

Horlama, hem horlayan kişinin hem de onunla birlikte uyuyan kişilerin uyku kalitesini olumsuz etkileyebilir, uyku sırasında dinlenmemiş hissetmeye ve gündüz uykululuğuna neden olabilir, yüksek sesi nedeniyle partnerin uyku kalitesini olumsuz etkileyebilir ve ilişkilerde gerginliklere yol açabilir, uyku apnesi gibi daha ciddi uyku bozukluklarının bir belirtisi olabilir ve bu durumda tıbbi müdahale gerekebilir.

• Yüksek sesle horlama, Uyku sırasında nefes nefese kalma ile ani uyanışlar, Ağız kuruluğu ile uyanma, Sabahları baş ağrısı, Gündüzleri uyku hali (hipersomni), Uyku sırasında nefes almanın durması, Sinirlilik hali, Libido azalması, Konsantre olma zorluğu, Geceleri huzursuz hissetme

Genel sağlık önlemleri (kilo kontrolü, sigara ve alkol tüketiminin azaltılması)

Tedavi yöntemleri (CPAP, cerrahi müdahale)

Uyku düzeninin iyileştirilmesi

• Uvulopalatofaringoplasti (UPPP): Bu prosedürde, yumuşak damak ve boğazdaki dokuların bir kısmı çıkarılır veya yeniden şekillendirilir. Bu, üst solunum yolundaki tıkanıklığı azaltarak uyku apnesini tedavi etmeye yardımcı olabilir.

• Genioglosus Advancement: Bu işlemde, alt çene kemiği hafifçe ileriye doğru hareket ettirilir. Bu, dil kökünü ve çevresindeki dokuları açarak hava yolunu genişletir.

• Hyoid Suspension: Bu prosedürde, hyoid kemiği (dil kökünün altındaki bir kemik) yukarıya doğru çekilir ve sabitlenir. Bu da hava yolunun açılmasına yardımcı olabilir.

• Uvulopalatal Flap: Bu yöntemde, yumuşak damak ve üst dil üzerinde bir doku flapı oluşturulur ve bu flap, hava yolunu açmak için kullanılır.

• Sırt üstü yatmak horlamayı artırabilir, bu nedenle yan veya karın üstü pozisyonlarda uyumak daha iyidir.

• Burun tıkanıklığını gidermek için burun açıcı spreyler veya burun bantları kullanabilirsiniz.

• Alkol ve sigara, horlamayı artırabilir, bu nedenle bunlardan kaçınmak önemlidir.

• Fazla kilo, horlamayı artırabilir, bu nedenle kilo verme ve düzenli egzersiz yapma horlamayı azaltmaya yardımcı olabilir.

Fazla kilo (obezite), Burun tıkanıklığı, Büyük bademcikler veya geniz eti

Kalın boyun çevresi, Yaşlılık, Cinsiyet (erkeklerde daha yaygındır)

Genetik yatkınlık, Yüksek tansiyon ve diyabet gibi tıbbi sorunlar, Alkol kullanımı ve sigara içme

•  Tedavi edilmemiş uyku apnesi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir, bu nedenle bazı vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir. Uyku apnesi cerrahisi, genellikle üst solunum yolundaki tıkanıklıkları gidermeyi veya azaltmayı amaçlar.

Uyku apnesi cerrahisi genellikle diğer tedavilere cevap vermeyen veya uyum sağlayamayan hastalar için düşünülür. Cerrahi adaylarının seçimi, hastanın semptomları, tıbbi geçmişi, fiziksel muayenesi ve uyku testi sonuçlarına dayanır. Cerrahi sonrası iyileşme süreci, cerrahi prosedüre ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir. Bazı hastalar hemen semptomlarda iyileşme görebilirken, diğerleri için tam iyileşme süreci daha uzun sürebilir.